Ekonomi

Türkiye’nin Aktif Faylarının Paleosismolojik Özelliklerinin Belirlenmesine Yönelik Araştırma Platformu Tanıtıldı

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Kahramanmaraş merkezli depremin yaralarını sarmaya ve şehirleri eski günlerine döndürmeye çalıştıklarını belirterek, “Deprem ülkemizin bir gerçeği, her ne kadar mümkün olmasa da. Depremi önleyebilir, bilimi ön planda tutan yaklaşımlarla yarattığı tahribatı en aza indirebiliriz.” söz konusu.

“Türkiye’nin Aktif Fayları Araştırma Platformu Paleosismolojik Özelliklerinin Belirlenmesi Sunum ve İmza Töreni” Cumhurbaşkanlığı Milli Kütüphanesi’nde gerçekleştirildi.

Kacır, burada yaptığı konuşmada, Anadolu’nun kuzeyde Avrasya levhaları ile güneyde Afrika ve Arap levhaları arasına sıkışması sonucu ortaya çıkan farklı diri fay sınırlarının Türkiye’yi önemli bir deprem bölgesi haline getirdiğini, ülkede yaşanan depremlerin yaşandığını belirtti. 1509 İstanbul depreminden 6 Şubat Kahramanmaraş depremine kadar birçok deprem felaketi yaşadığını söyledi.

Kacır, Kahramanmaraş’ta yaşanan depremin ardından Bakanlığın, başta AFAD ve Türk Kızılayı olmak üzere kamu kurum ve kuruluşları ve sanayicilerle uyum içinde harekete geçtiğini belirtti.

Depremden en çok etkilenen 65 ilçedeki yatırımları en yüksek düzeyde yatırım teşvikleriyle desteklediklerini belirten Kacır, 25 binden fazla istihdam yaratacak 84 milyar lira değerindeki 481 yatırım için teşvik belgesi yayınladıklarını anlattı.

Kacır, depremden önce verilen 1222 yatırım teşvik belgesini dikkate aldıklarını ancak yatırımlarına tamamlanmış olarak devam edemediklerini, devam eden 5 bin 962 yatırımın teşvik belgelerini herhangi bir talep olmaksızın 3 yıl uzattıklarını belirtti.

Kalkınma ajansları ve bölgesel kalkınma idareleri aracılığıyla deprem bölgesinin iyileşmesine destek olacak 124 projeye 1,36 milyar lira kaynak aktardıklarını belirten Kacır, deprem bölgesindeki çalışmalar ve verdikleri destekler hakkında bilgi verdi.

“Yerleşim bölgelerini etkileyecek deprem senaryolarını ortaya çıkaracağız”

Depremin yaralarını sarmaya ve şehirleri eski günlerine döndürmeye çalıştıklarını belirten Kacır, “Deprem ülkemizin bir gerçeğidir, depremi önlemek mümkün olmasa da yarattığı tahribatı en aza indirebiliriz” dedi. bilimi ön planda tutan yaklaşımlarla.” dedi.

1999 Gölcük depreminden bu yana önemli ilerleme kaydettiklerini belirten Kacır, dönemin hükümetinin İstanbul’a ulaşmakta çaresiz kaldığı günlerin yaşandığını anlattı.

Kacır şunları söyledi:

“Bugün hızla pozisyon alan, devletini vatandaşıyla buluşturan bir ülke konumuna ulaştık. Bu konuma gelmemizde önemli kurumlarımızdan biri de TÜBİTAK’tır. TÜBİTAK-MAM Yer Bilimleri Araştırma Grubumuzla bu yolda ilerlemeye devam ettik. Son 20 yılda çeşitli illerde taban sınıf belirleme ve sismik tehlike çalışmaları yürütüyoruz.Yerel yönetimlerle yaptığımız çalışmalarda, “Kocaeli, İstanbul, Yalova, Bursa, Balıkesir ve Gaziantep’te deprem risklerinin azaltılması ve güvenli alanların belirlenmesine yönelik projeler gerçekleştirdik. “

Kacır, Deprem Sonrası Acil Durum Gözlem Araştırması (DEPAR) Projesi kapsamında Bodrum, İzmir, Niğde, Düzce ve Kahramanmaraş depremlerinin ardından fay hatlarının sismolojik özelliklerini gözlemlediklerini, aktif fay hatlarının tespit edilerek, Olası yıkıcı depremlere karşı yerleşim yerlerinin vereceği zararı en aza indirecekler.

Kacır, projeyle bilim insanlarının Türkiye’deki canlı fayların paleosismolojik özelliklerini inceleyeceklerini belirterek, şu bilgileri verdi:

“Bilim adamlarımızla canlı fayların bulunduğu bölgelerde yerleşim alanlarını etkileyebilecek deprem senaryolarını ortaya çıkaracağız. Bilim adamlarımız canlı fayların geometrilerini, depremlerin tekrarlanma periyodlarını, son yüzey kırılma tarihlerini ve kayma oranlarını, Her depremde ortalama kayma büyüklüğü. Bu bilgi farklı senaryolarla belirlenecek.” Tahmini, en büyük depremin büyüklüğünün belirlenmesinde kritik öneme sahiptir. 128 fay segmentinin analizinin 2 yıl içerisinde tamamlanmasını bekliyoruz. TÜBİTAK MAM ile uyum içinde yürütülecek projede ihtiyaç yetkili kurumlar olarak AFAD ve MTA yer alacak, proje sonuçlarının yerel yönetimler tarafından uygulanmasını teşvik edecek kuruluş ise Türkiye Belediyeler Birliği olacak. . 19 iş “Paketten oluşacak projeye 14’ü proje yöneticisi olacak 22 üniversite katkı sağlayacak. 115 milyon liralık projenin ana finansmanı TÜBİTAK tarafından sağlanacak.”

Kamu-üniversite işbirliğinde yürütülecek projede 100 araştırmacı ve 90 TÜBİTAK bursiyerinin görev alacağını belirten Kacır, bursiyerlerin 40’ının TÜBİTAK STAR bursiyeri olan lisans öğrencileri olduğunu açıkladı.

Kacır şu ifadeleri kullandı:

“Proje, Türkiye’de deprem araştırmaları için okul görevi görecek. Bugün ‘Kuşadası Körfezi Faylarının Depremselliği ve Etkin Tektonik Özelliklerinin Yüksek Çözünürlüklü Deniz Tabanı Ölçümleri ile Belirlenmesi Projesi’nin sonuçlarına şahit olacağız. İzmir depremi sonrası TÜBİTAK MAM koordinatörlüğünde yürütülen Kuşadası Körfezi sonuçlarına şahit olacağız” “Bölgenin detaylı fay haritasını oluşturma fırsatı bulduk. Yaşanan depremlerin jeolojik izlerine ulaştık” Bölgede tarih boyunca meydana gelen depremleri, yürüttüğümüz projelerde edindiğimiz bilgiler ışığında bölgede meydana gelebilecek depremleri en az hasarla atlatacağız.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
istanbul escort
istanbul escort
istanbul escort